Uykuda solunum bozuklukları başlığı altında incelenen hastalıklardandır.
- Basit Horlama
- Tıkayıcı Uyku Apne Sendromu
- Üst Solunum Yolları Direnç Sendromu
- Alveolar Hipoventilasyon Sendromu
Horlama; uyku sırasında nefes alıp verirken, küçük dil ve yumuşak damakla birlikte boğaz ve çevresindeki gevşek yumuşak dokuların titreşimi ile ortaya çıkan anormal sestir.
Bir çok insan zaman zaman horlayabilir örneğin aşırı yorgunluk, uyku öncesi alkol alımı ,kas gevşetici ve bazı allerji ilaçları alımından sonra olan horlamalar gibi, bu tip horlamalar hastalık olarak kabul edilmez. Bu gruba pozisyona bağlı sadece sırtüstü yatış pozisyonunda horlayanlarda sayılabilir.
Her gece ve her türlü yatış pozisyonda ortaya çıkan ve özellikle kişinin beraber yaşadığı bireylerin “rahatsız edici” olarak tanımladığı horlamalar ise anormal, yani hastalık olarak kabul edilmelidir.Bu gruba dahil kişilerin mutlak doktora görünmeleri gerekmektedir.
Altı bin kişiyi kapsayan epidemiyolojik bir çalışmada horlama, erkeklerin %24’ünde, kadınların ise %14’ünde saptanmıştır . Yaş arttıkça horlama sıklığı artmaktadır; erkeklerde 30 yaş altında %10 iken, 60 yaş üzerinde %66 olarak bulunmuştur. Yaş dışında şişmanlık ile de ilişkilidir; ideal ağırlığının %15 üzerinde olanların yarısından çoğunda görülür.
Yumuşak damak ve küçük dilin normalden uzun, aşırı sarkık olması: Uzun yumuşak damak, burundan boğaz bölgesine geçişin daralmasına sebep olabilir. Yumuşak damak, boğazdan aşağıya uzandıkça, nefes alırken bir kapak gibi davranarak horlamanın o gürültülü seslerinin oluşmasına katkıda bulunur.. Uzun bir küçük dil durumu daha da ağırlaştırır.
APNE; en az 10 sn süre ile ağız ve burundan hava akımının durması.
HİPOPNE,hava akım miktarının %50 den fazla azalması veya kısmi hava akımı olması yada desatürasyonla birlikte genellikle hava yolundaki kısmi bir tıkanıklığa bağlı olarak 10 sn veya daha fazla yüzeysel solunum atağının olmasıdır.
OBSTRÜKTİF UYKU APNESİ: Abdominal ve torasik solunum eforu olmasına rağmen,ağız ve burundan hava akımının kesilmesidir; yani solunum eforu olmasına rağmen hava akımının olmamasıdır
POLİSOMNOGRAFİ: 1 gece boyunca süren çeşitli parametreler ışığında hastalığın tanısını ve evresini koymamızı sağlayan altın standart testtir.
Tedavi aşamasında genel önlemler önemlidir. Bütün kilolu hastalarda kilo vermeye özendirilmeli, alkol ve sedatiflerden uzak durulmalı ek olarak sigarayı bıraktırma özendirilmeli, sırtüstü yatış pozizyonundan kaçınılmalı
Hormon bozukluğu olabilecek hastalıklar tedavi edilmelidir. Bazı hastalarda ağız içi apareyler kullanılarak çene öne doğru uykuda çekilir ve pasaj açılabilmektedir.
Mekanik cihazlar tedavinin diğer ana elemanlarından biridir. CPAP cihazları olarak bilinen bu cihazlar kabaca %100 oksijen basıncı uygulayarak tıkalı olan üst solunum yolundaki yumuşak dokuların açılması temeline dayanan cihazlardır.Uygun basınçta kullanılması gerekmektedir.
Cerrahi tedavide yıllar içinde çok farklı teknikler geliştirilmiş. Yumuşak doku cerrahileri ve yüz çene kemiklerine yönelik cerrahiler başlığında incelenir.
Tedavide en önemli aşama uykuda tıkalı olan bölgeyi doğru saptamaktır. Bunun için rutinimizde çok farklı metodlar kullanılmıştır. Uyku Endoskopisi kullanım sıklığı olarak giderek artmakta ve diğer yöntemlere üstünlüğü objektif olarak saptanmakatadır. Uyku endoskopisi ayrı bir başlık altında ayrıca incelenecektir.